İcra İflas Hukuku

İcra ve İflas Hukuku konusunu; kişilerin kendi aralarındaki özel hukuk ilişkilerinden doğan para ve teminat.. vs  alacaklarının, borçlu durumda olan tarafın ödenmemesi durumunda, taraflardan alacaklı durumunda bulunan kişinin  talebi üzerine, İcra İflas Kanununda belirlenmiş kanuni sınırlar çerçevesinde, kamu otoritesi ve kuvveti yardımı ile nasıl karşılanacağından almaktadır. Borcun karşılanması ancak, borçlunun taşınır ve taşınmaz mallar ile 3. Şahıslardaki hak ve alacakları üzerinden yapılabilmektedir.

Ülkemizde, borcun tahsili ve ödenmesine ilişkin tüm usul ve esaslar, icra ve iflas kanunu ile düzenlenmiş olup; kanun gereğince alacağın tahsili için, icra ve iflas daireleri ile birlikte, İcra Mahkemeleri görevlendirilmiştir. İhtiyaç duyulması halinde başta polis olmak üzere, tüm kolluk kuvvetleri de İcra Müdürü’nün talebi üzerine cebri icrada görevlendirilebilirler.

Alacaklının talebi ile yapılan İcra işlemleri sonucu alacak miktarı oranında mal varlığının önce haczedilmesi ve daha sonra el konulması işlemi gerçekleşir.  İflas davaları sonucunda iflas eden kişinin tüm mal varlığına el konulması söz konusudur.

İcra ve iflas hukuku ilamlı veya ilamsız olarak 2 ana başlıkta icra takibine imkan vermektedir. İlamsız icra takipleri 3 farklı şekilde yapılmaktadır.

• Haciz yoluyla takip,
• Çek, poliçe, bonolara yönelik olarak haciz yoluyla takip
• Kiralanmış bulunan taşınmazlara ilişkin takip

İlamsız İcra Takipleri ise adından da anlaşılacağı üzere mahkeme ilam ve kararlarının icraya konulması ile yapılan bir yöntemdir.

İcra Kanunu ile sınırlandırılmış bazı icra yöntemleri ise;

• İcra takibi,
• İhtiyati haciz ve ihtiyati hacze itiraz,
• İflas uyuşmazlıkları,
• İpoteğin paraya çevrilmesi,
• İstihkak davaları,
• Menfi tespit ve istirdat davaları.